“Çocuklarda Teknoloji Kullanımı, Aile İlişkilerini ve Gelişimi Tehdit Ediyor”
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) “2024 yılı Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması” raporu, 6-15 yaş grubundaki çocuklarda bilişim teknolojileri kullanımındaki çarpıcı artışı gözler önüne serdi. Rapora göre, çocukların %91,3’ü internet kullanırken %76,1’i cep telefonu veya akıllı telefona sahip. Bu oranlar, çocukların teknolojiyle iç içe yaşadığını, ancak bu durumun aile ilişkilerini, sosyalleşme becerilerini ve psikososyal gelişimlerini olumsuz etkilediğini gösteriyor.
Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik alanında akademik çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Önder Baltacı, rapor sonuçlarına dayanarak çocuklarda teknolojinin bilinçsiz kullanımının önemli sorunlara yol açabileceğini belirtti. Baltacı, “Araştırma sonuçları, çocukların %34,4’ünün ekran başında daha fazla zaman geçirebilmek için kitap okumaktan vazgeçtiğini, %33,3’ünün ders çalışmayı ihmal ettiğini, %25,5’inin ise aileleriyle daha az vakit geçirdiğini ortaya koyuyor. Bu, çocukların bireysel gelişimleri kadar aile ilişkileri açısından da tehlike çanlarının çaldığını gösteriyor,” dedi.
Aile İçi İlişkiler Olumsuz Etkileniyor
Doç. Dr. Önder Baltacı, çocukların internet ve sosyal medyada geçirdikleri sürenin aile içi ilişkiler üzerinde büyük bir yük oluşturduğunu vurguladı: “Özellikle %32,6’sı yarım saatte bir telefonunu kontrol eden çocukların aileleri, sürekli dijital cihaz kullanımı nedeniyle çocuklarıyla sağlıklı iletişim kurmakta zorlanıyor. Bu çocuklar, dijital dünyada arkadaşlık kurarken, aileleriyle geçirdikleri kaliteli zamanı azaltıyor. Bu durum, aile içinde iletişim kopukluklarına ve duygusal uzaklaşmalara neden oluyor.”
Dijital Oyunlar ve Sosyal Medya Kullanımı Arttı
Raporda, çocukların %74’ünün dijital oyun oynadığı ve %66,1’inin sosyal medya kullandığı belirtiliyor. Özellikle dijital oyun oynama ve sosyal medya kullanımı gibi etkinliklerin kontrolsüz bir şekilde artması, çocukların sorumluluk bilinci geliştirmesini de olumsuz etkileyebiliyor. Baltacı, bu konuda şunları söyledi: “Dijital oyun oynayan çocukların %40,1’i planladığından daha fazla oyun oynadığını ifade ediyor. Teknolojiye karşı bağımlılık riski taşıyan bu çocuklar, oyun oynarken zaman yönetiminde zorlanıyor, bu da ders çalışmayı veya günlük sorumluluklarını aksatmalarına neden oluyor. Bu tarz bir teknoloji kullanımı çocuklarda davranış sorunlarına yol açabileceği gibi ebeveynlerin de çocukları üzerindeki kontrolünü kaybetmelerine neden oluyor.”
Sosyal ve Duygusal Gelişim Üzerindeki Olumsuz Etkiler
Baltacı, sosyal medya platformlarında uzun süre vakit geçiren çocukların yüz yüze iletişim becerilerinde zayıflama eğiliminde olduğunu belirterek, “6-10 yaş grubundaki çocukların %53,5’inin sosyal medya kullandığını görüyoruz. Bu yaş grubunda sosyal medya kullanımı, çocukların duygusal ve sosyal gelişimlerini doğrudan etkileyerek, yüz yüze iletişim becerilerini zayıflatabiliyor. Çocuklar sosyal medyada sanal bir çevre kurarken, gerçek hayattaki sosyal deneyimlerini yeterince kazanamıyor. Bu durum, ilerleyen yaşlarda sosyal anksiyete, öz güven sorunları ve yalnızlık duygularını beraberinde getirebilir” uyarısında bulundu.
Çözüm Önerileri: Aileler ve Eğitimciler İçin Tavsiyeler
Çocuklarda problemli teknoloji kullanımını önlemek için ailelerin bilinçli ve kararlı adımlar atması gerektiğini vurgulayan Baltacı, önerilerini şu sözlerle aktardı: “Çocuklarınızın dijital cihaz kullanımını yakından takip edin ve sınırlandırın. Çocuğunuzun ekran süresini belirli saatlerle sınırlamak, hafta içi veya hafta sonu aktivitelerini dengeli bir şekilde planlamak önemlidir. Ayrıca çocuklarla sağlıklı iletişim kurarak, onları alternatif etkinliklere yönlendirin. Çocukların dijital dünyadan uzaklaşarak doğayla, sporla ve kültürel faaliyetlerle zaman geçirmeleri onların sağlıklı gelişimleri açısından kritik öneme sahiptir.”
Son olarak, Baltacı, eğitim kurumlarının da ailelerle iş birliği yaparak çocukların teknoloji kullanımında bilinç oluşturulması gerektiğini söyledi. “Okullar, çocuklara teknolojiyi doğru ve yararlı bir şekilde kullanma konusunda rehberlik etmelidir. Dijital okuryazarlık eğitimi, çocukların teknoloji bağımlılığına karşı direnç kazanmasına yardımcı olabilir,” dedi.
Sonuç olarak bu veriler, çocukların dijital dünyada geçirdikleri sürenin fiziksel ve ruhsal sağlıkları kadar aile bağlarını ve sosyal gelişimlerini de etkilediğini gösteriyor. Ailelerin ve eğitimcilerin, çocukların sağlıklı bir gelişim süreci geçirmeleri için teknoloji kullanımında dengeyi sağlamaları gerekiyor.