“Şimdi Cesaret Tepesi namını alan tepede her tarafımız düşman tarafından sarılmış, bulunduğumuz sırada susuzluk bizi pek ziyade tazyik ettiğinde, tepenin eteğindeki korku deresinde bir çamur kaynağı oluşturan yeri kazarak olabildiğince içilebilecek kadar değilse de dudaklarımızı ıslatacak kadar su çıkarmaya teşebbüs ettik. Düşman bize bunu da çok gördü, hemen toplarıyla üzerimize ateş açtı. Allah’ın kudretine bakın ki ilk attığı mermi bizim kazmaya uğraştığımız kaynağa saplandı. Aradığımız su kaynamaya başladı. Allah’ımıza şükrettik. Suyu şükür içtik. Kuvvetimiz yerine geldi. Allahlımızın bize yardımcı olduğu hakkında imanımız kat kat kuvvetlendi. Cesaretimiz bir o kadar daha arttı.”

Bu cümleleri kim kurmuş? Kırşehir’in Çanakkale Savaşı kahramanlarından biri, Mehmet Çavuş… Yani, Anafartalar Kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri… Bizim mahallede de Mehmet Ala amca vardı. “Alaoğlu Dede” derdik. Rahmetli, anlatırdı savaştan falan. Çok etkilenmişimdir o anlattıklarından. Hakikaten bir kahramanlık destanını dinliyorsunuz. Kolay değil. Hem de ilk ağızdan. Bu vesileyle Başta Alaoğlu Dede olmak üzere tüm Kuvvey-i Milliye şehitlerimizin ve ebediyete göçen tüm gazilerimizin ruhları şad olsun. Bu vatan onlara çok şey borçlu Allah rahmet eylesin.
Bunları niye yazdım? Çünkü Kırşehir’in vitrini olarak değerlendirebileceğimiz bir yere, Âşıkpaşa Mezarlığının hemen yanı başına Mehmet Çavuş Cesarettepe Kahramanlık Parkı adıyla bir peyzaj çalışması yapıldı. Gördünüz mü bilmiyorum. Görmediyseniz mutlaka görün. Hele gece görün ki ışıl ışıl… Velhasılı kelam çok güzel bir çalışma olmuş. Her şeyden öte anlamı çok önemli ve değerli. Güzel güzel…