Bu yıl, 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı çok coşkulu ve biraz da buruk kutlamamız gerekiyor.
Çok coşkulu kutlamalıyız. Neden?
Çünkü bu yıl zaferin 100. Yılı… Hiç mütevazılık yapamayacağım. Bu zafer tartışmasız çok büyük bir zaferdir. Özgürlüğümüzün zaferidir. Geleceğimizin zaferidir. Başta Başkomutan Mutafa Kemal Atatürk olmak üzere bilgisi ve becerisiyle, malı ve mülküyle, kanı ve canıyla emeği geçen her bir nefere şükranlarımı sunuyorum.
Biraz da buruk kutlamalıyız. Neden?
Konuya şöyle bakalım;
Dünya şairimiz Nâzım Hikmet, Kurtuluş Savaşı’na katılmak için İstanbul’dan, yol arkadaşı Vala Nurettin ile beraber Ankara’ya geçer. Ankara’da savaşa katılmak için Gazi Paşa ile görüşürler. Fakat çok kısa bir görüşme olur. Çünkü savaşın en hararetli zamanıdır ve o an önemli bir telgraf gelmiştir. Paşa; Herkesin bir görevi olur, hesabı… Genç şairleri, Bolu’ya öğretmen olarak gönderir.
İşte üst akıl dediğiniz akıl böyle olur. Sonuçta, tamda düşünüldüğü gibi herkesin bir işi varmış. Nazım savaşa sürülseydi belki de o akıllara zarar Kurtuluş Savaşı Destan’ı yazılamayacaktı.
Destanı bilirsiniz. Harika bir sanat, tarif edilmez bir lezzetle kaleme alınmıştır. Bugün destanı Gence Erkal’ın o harika yorumuyla dinlemek ayrı bir keyiftir. Orada bir karakter vardır. İsmi NURETTİN EŞVAK. Nurettin Eşvak; genç, uzun boylu, sorgulayan, düşünen, itiraz eden, doğruyu arayan, hümanist, dost canlı bir karakterdir. Bir anlamda kurtuluştan öte, olması gereken modern Türk insanın resmidir. Ayrıntı da şudur ki Nurettin Eşvak, Darülmuallim mezunu bir öğretmendir.
Nurettin Eşvak, destanın en yürekleri hoplatan yerinde yani 26 Ağustos saat beş otuz dizelerinde saatine bakar ve topçu ateşi başlar. Yani özgürlüğe doğru taarruzu başlatır. Nazım Hikmete göre; bu medeniyet savaşını başlatacak olan Nurettin Eşvak karakteridir. Yani dolu dolu bir modern Türk insanıdır.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’nın en can alıcı vaktinde Ankara’da Maarif Kongresini toplaması bir tesadüf müdür sizce? Hayır, kesinlikle tesadüf değildir. Kanla alınan kurtuluş zaferini taçlandıracak olan modern Türk insanın eğitimidir. Kurtuluş, eğitimdedir. Eğitim ordusunun başarısındadır. Bu tartışılmaz bir gerçektir.
Buruk kutlamalıyız çünkü zaferin ardından 100 yıl geçti ama biz ön görülen muhasır medeniyetler seviyesine halen çıkamadık. Eğitimizi tamamlayamadık. Devrimimizi tamamlayamadık. Ön görülen o modern Türk insanını şekillendiremedik.
Fakat umudumuzu koruyoruz. Olacak, bir gün devrimimizi tamamlayacağız. Buna inancımız tamdır. Vatanperver tüm yurttaşların 30 Ağustos Zafer Bayramını kutluyorum. Yaşasın, var olsun bağımsız geleceğimiz…