Kırşehir Express Gazetesi

AHLAK NEREDE BAŞLAR?

AHLAK NEREDE BAŞLAR?
Nergis Karayel( nergiskarayel@kirsehirexpressgazetesi.com )
07 Aralık 2021 - 13:35

Rahmetli hocam Atalay Yörükoğlu, bir kitabında ahlak gelişimi için J.Dewey’in bir sözünü paylaşmış. Şöyle diyor “Eğitimde amaç kişilik kazandırmak olunca, okulda ahlak kuralları ezberletmek boşuna çabadır.” Yıllar önce okuduğum bu kitapta, bu satırların altını çizmiş ve soru işareti bırakmışım. Pek kafama yatmamış o yıllar anlaşılan. Olur mu okulda ahlak eğitimi çerçevesinde değerler eğitimlerimiz var ve en güzel etkinliklerle işlenmeye çalışılıyor, diye düşünüyordum. Hikâyeler, resimler, dramalar, okuma parçaları, şiirler…

Bugün bu satırları okurken ise kendi kendime kızdım nasıl olur da bu görüşe katılmamışım diye. Şimdi anlıyorum ki bu cümlenin sonunu benim doldurmam gerekiyormuş. Bakın cümlenin devamını doldurduğumda nasıl da anlamlı. “Eğitimde amaç kişilik kazandırmak olunca, okulda ahlak kuralları ezberletmek boşuna çabadır.” Çünkü ahlak eğitimi ailede başlar ve şekillenir. Okulun katkısı yadsınamaz elbette ama ahlak eğitiminin temelleri ailede atılır. Ahlaki değerleri yani insani değerleri yüksek toplumlarda ailelerin de insani değerlere verdiği önem büyüktür ve lafta kalmaz.

Tüm ülkeyi, tüm toplumu etkileyen bu eğitim, toplumsal yaşamın düzenli gitmesi için kuşkusuz çok çok önemlidir. Hal böyle olunca da çocuklarla birlikte hatta çocuklardan önce ailelerin de ahlak eğitiminden geçmesi gerekmez mi? “Çocukları eğitelim ki onlar da çocuklarını doğru doğru eğitirler ve böylece bir sonraki nesil daha iyi olur.” şeklindeki cümleleri oyalama cümleleri olarak buluyorum.

Her anne baba çocuğunun çok başarılı olmasını ister. Başarıdan kastı çok para kazandıran ve toplumda saygınlığı olan bir meslektir ki toplumdaki saygınlığı da kazandığı para miktarı ile doğru orantılıdır. Çok nadir anne baba çocuğunun akademik başarısının yanında erdemli bir insan olmasını da temenni eder. Belki çok önceleri böyle değildi ama artık sorumluluk sahibi olmak, empati kurup öyle davranmak, yardımsever olmak, paylaşmak, saygı duymak hatta koşulsuz sevmek, enayilikle, saflıkla ve özgüvensizlikle adlandırılıyor. Okulda paylaşmayı öğretmek için didinen öğretmene anne baba, “Hocam yanınızdayız, ne derseniz yapalım.” diyorlar, ertesi gün okulu basıp “Hocam, nasıl olur, oğlum silgisini arkadaşı için ikiye bölmüş.” derken diğer veli de “Aferin çakal oğluma, nasıl da gözü açık bak, safın birini kafalamış, silgisini almış.” diyebiliyor. Ya da çocuğa sorumluluğu aşılamak için öğretmen ödevlendirmeler yapıyor ama ödevleri yapan çocuk değil! “Aman hocam dayak yemesin de o dövsün tek!” diyenler, öğretmene kafa tuttuğunda “ Oo çocuktaki özgüvene bak!” diyerek özgüven ile şımarıklığı ayıt edemeyenler, “Hocam, benim kız çok saf, herkese yardım ediyor, çok kuralcı, kuralları hiç çiğnemiyor…” diyerek süper egosu (bir nevi vicdanı) gelişmiş çocuğunu kabul edemeyenler…

Halimiz hal değilken, ahlak eğitimi toplum düzeni için insanların varoluşundan beri hep önemli olmuşken biz neden hala ailelerin eğitimine gereken önemi veremiyoruz?

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.