“Neden Savaşa Hayır?” sorusuna birçok cevap verilebilir. Çünkü savaş veya herhangi bir çatışma ortamı birçok sıkıntıya gebedir. Mesela hukuk askıya alınır. İnsan hakları ihlalleri en üst seviyeye çıkar. Mesela insan psikolojisi, hele hele çocuk, kadın psikolojisi geri dönüşümsüz bir yolağa girer ki bu da gelecek nesilleri mahveder. Mesela, elektrik kesilir. Sağlıklı bir içme suyu problemi olur. Dolayısıyla salgın hastalıklar baş gösterir. İlaç sistemi bozulur. Doktor, hemşire, hastabakıcı problemleri doğar. Sağlık sistemi tümüyle sekteye uğrar. Mesela, iletişim kaynakları sekteye uğrar. İnternet, telefon hatları kesilir. Yeri gelir yan komşuya bile ulaşamayabilinir. Mesela, gıda bulunabilirliği yara alır. Belki bir ekmeğe bile ulaşımınız. Kesinlikle barınma problemi de yaşanır. Eğitim kesinlikle sekteye uğrar. Çocuklar okula gidemez. Sadece ilk, orta, lise öğrenimi değil yükseköğrenim de durur. Ulaşım özgürlüğü rafa kalkar, çocuğunuzu, anne ve babanızı göremeyebilirsiniz. Anlayacağınız tüm temel haklara olan erişim engellenir.
Bunları ve daha fazlalarını yaşamaya değer mi? Neden insanlar temel haklarında, huzurdan, refahtan mahrum olsunlar ki? Ne için savaş? Ne için? Kimin için? Hangi zenginin menfaati için savaş?
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün yüzyıl önce dile getirdiği “Millet hayatı tehlikeye maruz kalmıyorsa savaş cinayettir” ve “Yurtta barış dünyada barış” sözleri yanlış mı yani? Kesinlikle büyük bir öngörüdür. Büyük bir yaşam tecrübesidir. Büyük bir hedeftir.
Buradan, savaşa karşı tüm dünyada barışın yanında olduğumu tekrar tekrar haykırmak istiyorum.