Başlıktan da anlaşıldığı üzere çokça anlatılan, çokça bilinen hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Bu hikâye, şuan Almanya’nın ekonomik, kültürel, sosyal ve demokratik olarak neden böylesine büyük bir güç olduğunun temel noktasınıdır, bana göre. Bunun üzerinde tartışabiliriz. Ama haklıyım. Hikâye şöyle anlatılır;

Alman Kralı II. Frederick, 1750 yılında kendisine saray yaptırmak için bir yer beğenir. Fakat beğenilen yerde bir değirmen olduğu görülür. Bunun üzerine saray görevlileri değirmenin kapısını çalar. Karşılarına değirmenin sahibi yaşlı adam çıkar. Kralın adamları, krallığın değirmeni satın alacağını söyleyip kaç para istediklerini sorarlar. Fakat değirmenci satmayı kesin bir dille reddeder. Değirmen için alacağınızın çok üstünde teklifler yapılsa da nafiledir. Yaşlı adam satış için “Hayır.” der.

Kralı II. Frederick adamları durumu Krallarına anlatırlar. Kral, adamlarını geri çeviren değirmenciyle bir de kendisi görüşmek ister. Yaşlı değirmenci Krallığının huzuruna çağrılır. Sorarlar, anlatır; “Değirmen bana atadan kaldı, ben de onu çocuklarıma bırakacağım . Değirmen satılık değildir.”

Fakat Kral da o araziyi ister. Kendisinin Kral olduğunu, isterse o araziyi zorla da olsa alabileceğini söyler. Fakat değirmenci Kralın bu söylemlerine karşılık olarak o ünlü cevabı verir.

“Değirmen satılık değildir. Alamazsın. Berlin’de hâkimler var!”

Bu sözüne karşı tüm gözler Krala çevrilir, Kral tarihe geçen şu bilgileri söyler:
“Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar, Kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz. ”

Kral II. Frederick değirmenin yanında sarayını yaptırır.

Bu ünlü hikayenin gerçek olup olmadığı bilinmiyor fakat II. Frederick; özelliklerine, fikrine ve adalete önem veren bir Kralmış. Prusya’yı bir hukuk devleti haline getirmek istiyordu. Bunun için de güçlünün değil haklının mahkemelerde galip gelmelerini istiyordu. Bir keresinde şöyle demişti;

“Mahkemeler konuşmalı, krallar sessiz kalmalı .”

O değirmen hâlâ bir adalet simgesi olarak orada, sarayın yanında durur. Ve bugün Almanya’da insanlar muhtemelen kolaylıkla “Berlin’de hâkimler var!” diyebilmektedir.