Vatan millet edebiyatının öteden beri çok yapıldığı bir ülkeyiz.

Kimin vatansever, kimin hain olduğunu kestirmek de güç bu karmaşada.

Hatta bu kadar çok vatan haini(!) nasıl türüyor diye de merak ediyoruz.

Vatan hainliği yapmak da vatan haini damgası vurmak dabu kadar çok kolay olmamalı.

Kendimiz gibi düşünmeyenleri hemen damgalamak konusunda üstümüze yoktur.

Belki de siyasal yaşamın bize öğrettiği ve içinden çıkılmaz durumlarda kullandığımız bir silah oluvermiştir.

Kültürel evrimini tam olarak gerçekleştirememiş toplumlarda partizanlığın zirve yapması pek de yadsınamaz aslında.

Herkesin siyaset konuştuğu ve hemen her konuda bilgi sahibi(!) olduğu toplumlarda kutuplaşmanın da buna koşut gelişmesikaçınılmazdır.

Amaca ulaşmak için her yol mubahtır,  anlayışı da çarpık girişimlere başvurmanın nedeni olmuş olabilir.

Sonuç itibarıyla bu topraklarda hemen her dönemde partizanlığın yaşandığına tanıklık etmişizdir.

İster sağdan olsun isterse soldan, bu amansız hastalığın çaresini de bir türlü bulamamışız.

Vatanseverlik, üzerinde yaşayan insanları ile birlikte bu toprakları sevmek ve bu topraklar üzerinde kurulan ülkeyi geliştirip çağdaş uygarlık düzeyine çıkarmak ve bireylerinin sosyal gönencini sağlamak değil midir?

Herkesin amacı bu olduğuna göre niçin kendinden olmayanların ayağına çelme takıp vatanı ve ulusu için çalışanlar engellenmeye çalışılır sürekli?

Onları hain ve düşman gibi görmenin sağladığı yarar nedir?

BİR ÇİFT SÖZ:

Kendinden olmayan belediyelerin başarısız olması için elinden gelen her şeyi yapmaktan geri durmayanlar gırla.

Yapılanların bu belediyelere ve mensup oldukları partilere değil de ülkeye zarar verdiğini göremiyorlar mı acaba?

Büyük şehirlerde bunu çok sık görüyorduk, çünkü iktidarların prestij merkezleri hep büyük şehirler olmuştur her zaman.

İyi de bu hastalık küçük şehirlere de sirayet etmese olmaz mıydı?

Ulusal basında da gündem olan, Kırşehir Belediye Meclisinde görüşülen ve önceki AKP’li belediye başkanının bir projesi, yine AKP’li meclis üyelerince reddedilmesini neyle açıklamamız gerekir?

Bu ülke nasıl bu hale geldi sorusunun yanıtını nereden bulacağız acaba?

Sonumuz hayır ola diyelim şimdilik.