Bu hafta 22 Mart dünya su günü vesilesiyle İç Anadolu Çevre Platformu’nun basın bildirisi sizlerle paylaşmak istiyorum:
22 Mart Dünya Su Günü
22 Mart tarihi, 1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulunda ilan edildiğinden bu yana Dünya Su Günü olarak kutlanmaktadır. Dünya Su Günü’nün bu yılki temasını Birleşmiş Milletler tarafından “Su ve Enerji” olarak belirlendi. “Su ve Enerji” ilişkisi; “Su yoksa enerji, enerji yoksa su yok” olarak ifade edildi. Yoksullukla mücadele, yaşam kalitesinin iyileştirilmesi için kalkınmaya, kalkınma için de enerjiye olan ihtiyaç gün geçtikçe artıyor. Birleşmiş Milletler bu kapsamda sürdürülebilir enerji ve suyun öneminin altını çiziyor.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Yeterliyken
Enerji Üretim Sistemlerinin %90’ı yoğun olarak su kullanıyor: Endüstriyel su kullanımının % 75’i enerji üretiminde kullanılıyor. Enerji üretiminde kullanılan petrol, kömür, doğalgaz ve uranyum gibi yakıtların soğutulması için yoğun olarak su kullanılıyor. Giderek yaygınlaşan biyoyakıt üretimi için de suya ihtiyaç bulunuyor. Örneğin, karayolu taşımacılığında biyoyakıt kullanımının %5 artması halinde tarımdaki su kullanımının %20 oranında artacağı ifade ediliyor.
Üstelik, her yıl yaklaşık olarak 15-18 milyar m3 tatlı su kaynağı fosil yakıt üretiminden dolayı kirleniyor. Kömür enerjisi nedeniyle oluşan asit yağmurları suları daha da asidik hale getiriyor. Oysa yenilebilir kaynaklardan enerji üretildiğinde çok daha az su kullanılıyor. Örneğin; güneş enerjisinden elektirk üretildiğinde birim elektik enerjisi için gerekli su miktarı doğalgaz santrallerinden 5 kat, kömür santrallerinden 2 kat daha az suya ihtiyaç duyuluyor. Rüzgar enerjisi için suya ihtiyaç duyulmuyor.
Suyun Suyunu Çıkarmayalım.
Bir hafta önce 14 Mart’ta Dünya Nehirler İçin Eylem Günü etkinlikleri vardı. Artık Enerji üretimi için nehirlerin keyfini kaçırmanın gereği olmadığını tüm dünya anladı. Amerika’da 2020 yılında 69 adet baraj yıkıldı. Ülkemizde ise tam tersine başta Karadeniz bölgesi olmak üzere sayısız HES projesi hayata geçti. Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın verilerine göre, Karadeniz Bölgesi’nde son 10 yıl içerisinde toplam kapasitesi 20.3 milyar kilovat/yıl olan 203 Hidroelektrik Santral (HES) yapıldı. 20 HES’in inşaatı devam ederken, 123’ü de proje aşamasında. Karadenizliler ise kuruyan derelerden dolayı dertli…
Su Zengini Değiliz
Kişi başına düşen yıllık su miktarı 8000 m3 olan ülkeler su zengini, 2000 m3 ün altındaki ülkeler su kısıtı olan, 1000 m3 ün altındaki ülkeler de su fakiri olarak değerlendirilmektedir.
Türkiye’de kişi başına 1519 m3 su düşüyor. Bu nedenle su kısıtı olan bir ülke durumundayız. İklim değişikliği nedeniyle yaşanılan su sıkıntısının Türkiye’nin büyük bir bölümünü içeren kurak ve yarı kurak bölgelerde daha da artması bekleniyor. Bu durumda, su havzalarının korunması her geçen gün daha çok önem kazanıyor.
Su Tüm Canlının Yaşam Hakkıdır.
İç Anadolu Bölgesi Türkiye ortalamasının neredeyse yarısı kadar yağış almakta, özellikle Konya Kapalı Havzası’nda şartlar giderek zorlaşmaktadır. Göllerin çoğu kurudu kalanlarda en az % 50 su kaybetti. Yeraltı suları çok azaldı. Yeraltı su seviyesi yılda ortalama 1- 1.5 metre düşmektedir. Hal böyle olunca” İÇAÇEP-İç Anadolu Çevre Platformu” olarak suya sabuna dokunuyor ve diyoruz ki: Su Ticari Meta Değildir. Su Tüm Canlının Yaşam Hakkıdır. Uluslararası büyük su şirketleri suyumuzdan ellerini çeksinler! Anlamsız ve gereksiz HES projeleri iptal edilsin. Su Havzaları Yönetim Planları yeniden ve ülke gerçekleriyle örtüşür biçimde ve gelecek nesillere ulaşacak şekilde hazırlanmalı ve ciddiyetle uygulanmalıdır.
Dünya su gününden iki önce, sulak alanlarda
Yapılaşmanın önünün açılması manidardır.
Su insanlığın ortak malıdır satılamaz.