Doğal gaz, elektrik gibi giderlerin faturaları, endekse bakılarak endeks memurlarınca yazılıyor. Ve bu yazım işlemi, mesai saatleri içinde oluyor ki birçok çalışan evinde yazılan faturayı cep telefonuna iletilen mesajla iş yerinde öğreniyor. Fakat gel gelelim o mesajın içeriğine yani kaç para geldiğine bakmak epey babayiğitlik gerektiriyor. İnanın gelen mesajı büyük bir merakla, heyecanla açanları görüyorum. Çünkü insan ne ile karşılaşacağını bilmiyor ve maaşına göre ödeyemeyeceği bir tutarla karşılaşmaktan korkuyor. Haklı, haklıyız… Korkuyoruz.

Çünkü faturalar boyumuzu aşıyor. Zorlanıyoruz. Lütfen bulun bir formülünü. Yani, illa devletimizin ekonomisini hepimiz yükleneceğiz, evet. Ama bu ekonomiyi düzeltecek olan orta direk, yoksulluk sınırında, açlık sınırında veya daha altında olanlar daha az yüklensin, derdindeyiz. Kimlerin daha çok yükleneceği bellidir, diye düşünüyorum. Bu konuda birçok örnek verebiliriz. Mesela, daha az doğal gaz ücreti ödemek için, 3+1 evinde kışın 2+1 gibi oturan, hatta böyle giderse 1+1 gibi oturacak olanın bozulan ekonomiye fedakârlığıyla, aylık bir asgari ücret kadar bedeli şahsi havuzuna harcayarak o koca evini ısıtanın fedakârlığı aynı oranda mı olmalı. Olmamalı tabi ki. Olmuyor bir barem var diyebilirsiniz ama o barem, o barem değil. Kesinlikle değil. Eğer öyle olsaydı. Oturma odası avizesindeki üç ampulden ikisini gevşetmezdi insanlar.