Kırşehir Express Gazetesi

ORMANLARIMIZ

ORMANLARIMIZ
Halil Durukafa( halildurukafa@kirsehirexpressgazetesi.com )
29 Haziran 2021 - 12:39

Yaz aylarında hafta geçmiyor ki ülkemizin her bölgesinden aralıklarla yangın haberleri gelmesin. Özellikle de Akdeniz ve Ege bölgelemizden yangın haberlerinin gelmesi de insanı düşündürmüyor değil. Her şeyi bir tarafa bırakıp yangın anında hayvanların, böceklerin hareketlerini düşünmek ve o güzelim yeşili düşünmek insanın içini acıtıyor, yaşama sevincini alıyor.

İşte daha geçen hafta Muğla’nın Marmaris ilçesindeki yangın! Ne ürkütücü, ne acı vericiydi. Yazık oldu doğaya… Ancak dağlık bir arazide çıkmasına rağmen müdahale edilip, kontrol altına alınabildi. Çok şükür! Emeği geçenlere teşekkür etmek boynumuzun borcudur. Sağ olsunlar.

Ormanlarımız söz konusu olunca Cumhuriyetin kuruluş yıllarındaki ormanlarımız üzerine yapılan o sancılı çalışmalar geliyor aklıma. Ormanların devletleştirilmesi süreci…

Hele o ormanların devletleştirilme süreci, yapılan kanun falan hakikaten çok sancılı süreçlerden geçmiş. Halk yeni devletiyle karşı karşıya gelmiş. İstenmeyen olaylar yaşanmış ama her şeye rağmen o kanun geçmiş ve zamanın ormanları devletleştirilmiş.

O günden bugüne orman adına üstüne çok şey koymuş muyuz? Bu konu tartışılır ama ormanlarımız can damarımızdır. Korumak kollamak boynumuzun borcudur. Bir anlamda bu ormanlar ki uğruna iktidar değişikliği bile olmuş…

Mesela 1950 yılı seçimleri, Demokrat Parti’nin CHP karşısındaki baş döndürücü seçim zaferinin perde arkasında şu anekdotlar anlatılıyor: Refik Koraltan (1950 seçiminden sonra Demokrat Parti’den TBMM Başkanlığı yaptı.) Mersin vilayetinin orman köylerinde seçim propagandası yaparken, köylülere “Dağ sizin, orman sizin, el ne karışır?” diye konuşurken,  Koraltan’la seçim mücadelesine giren CHP’li Süreyya Anamur, her gittiği yerde ormanı korumadan ve orman kanununun iyiliğinden, güzelliğinden bahsediyormuş. Tabi Süreyya Hanım seçimi kaybettikten sonra “Beni Koraltan değil, keçiler mağlup etti.” demiş. Haklı mı? O dönem öyleymiş…

Tabii seçimden sonra sert bir orman yağması başlamış. Bazı ormanlarda devlet görevlilerine hücumlar, baskılar olmuş. Kan dökülmüş. Hatta DP sık sık orman suçlarının affını sağlamak zorunda kalmış.

“İşte her şeyin bir bedeli vardır.” atasözünün tam karşılığı da budur galiba…

Ormanlarımızı genişletelim, büyütelim ve ne pahasına olursa olsun koruyalım, kollayalım. Onlar geleceğimizdir. Onlar geleceğimiz olan çocuklarımızın, torunlarımızındır. Tıpkı Cumhuriyeti kuranlar gibi geleceğimize sahip çıkalım.

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.