Kırşehir Express Gazetesi

EKONOMİ Mİ EKOMİNİ Mİ?

EKONOMİ Mİ EKOMİNİ Mİ?
Nergis Karayel( nergiskarayel@kirsehirexpressgazetesi.com )
04 Ocak 2022 - 9:09

Yeni yılın en büyük ve hiç bitmeyen sohbet konusu ekonomi olacak gibi görünürken, ekonomiye dair algıları öğrenmeden olmaz diye düşündüm. Algıları bilmeden de kuru kuru laf kalabalığı yapmayalım değil mi?

Ekonomi nedir diye yetişkinlere sorsam, bin ah işiteceğim kesin. Gençlere sorsak, diyeceklerinden korkuyorum. Beni korkutmayacak ve dertlere dert katmayacak birilerine sorayım istedim. Miniklere sordum. Minik dediysem 5 ile 10 yaş arası, kendisine minik denilmesinden hoşlanmayanlara…

Sence ekonomi nedir? Diye sordum. Gelen cevaplardan bazılarına bir bakın!

“Ekonomi paradır tabii ki!”

“Bazen babaların, çocuklarının istediği oyuncağı almamasıdır.”

“Kötü bir şeydir çünkü babam hep ekonomi kötü, diyor.”

“Minik bir şey!”

“Harçlık demek.”

“Ekonomi para demek, para az ise o da az, para çok ise o da çok. Ama az ise paylaşmak demek.”

“Ekonomi artan bir şey, o artınca çok paran oluyor.”

“Öğle arasında hamburgerden, çiğ köfte dürüme geçiş demek!”

“Tasarruf etmek demek, su gibi onu da dikkatli harcamak gerek!”

Bu cümleler bu kadarla kısıtlı değildi elbette. Her birinin dinlenmeye değer hikâyeleri vardı. Elbette hiç yorum yapamayanlar da oldu ama iyi bir gözlemci ise çocuk, hele ki bir de meraklı ise, algıları açıksa uzun zamandır her evde, okulda, kantinde, televizyonlarda, sokakta gündemde olan ve olamaya da devam edecek bu konu hakkında bir fikrinin olması da çok normal. Hikâyeleri var demiştim ya en güldüğüm gülerken de içimin yandığı hikâyelerden biri “harçlık” mevzusu idi. Yetim büyüyen bir minik, annesinden haftada bir kez harçlık alabiliyor ve okul kantinine sadece bir gün gidebiliyor. Ancak kantin kalan dört gün de açık! Zararlı ama ilgi çekici olan yiyeceklere kalan dört gün baktığını gören bir arkadaşı duruma el atıyor. Yanına üç arkadaşını da alarak bir karar vermek istediğini söylüyor. Her gün birinin parası ile bir yiyecek almayı ve paylaşmayı teklif ediyor. Bu teklif kabul görüyor ve çocuk bana diyor ki artık içim rahat! Bu son cümle bana da bir huzur bir umut veriyor.

Bir başkası ise bir pazar günü ailesinin ısrarına rağmen ödevlerini yapmıyor. Ardından elinde yazılarla çıkıyor salonun ortasına! Kâğıtta “grevdeyim” yazıyor. Eller havada “harçlığa zam, harçlığa zam!” bağırıyor. Hakkını savunan, gülerken düşündüren minikler yine umut veriyor.

Hayat hep dengelidir ya, işte umut varsa biraz da umutsuzluk da var! İstediği oyuncağın elzem görünmeyip alınamaması, su gibi “bir gün biterse ne yaparız” endişesini bir miniğin hissetmek zorunda kalması, istediği yiyeceği değil de ucuz olanlardan birini seçmeye zorlanması da umutlarımızın suya karışmasına neden oluyor.

Demek ki ekonomi mini bir şey değilmiş! Damarlarımıza işlemiş, yetişkinleri, gençleri geçtik çocuk oyunlarına, sohbetlerine inmiş, geleceği bırakacağımız çocukları şimdiden endişelendiren bir garip olgu imiş. Velhasıl kelam çocukça ekonomi de zor imiş!

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.